Kasım ayında bir gün televizyon kanallarını ve sosyal medya platformlarınıaçtığımızda, Las Tesis eylemleri dünya gündemindeydi. Verilen tepkilere baktığımızda;“kadınlar sonunda ayaklandı”, “işte kadın tepkisini dansla verdi”, “dünyayı kadınlarkurtaracak”, “eylemin en masum hali” gibi yorumları görünce heyecanlandık. Sandık kikadınlar şiddete ve cinayetlere karşı uluslararası ortak bir dil oluşturdu, dansın ve müziğinritmiyle eylemini buluşturdu. Bu yorumları yaptığımızda henüz görüntünün sesiniaçmamıştık. Görüntünün sesini açtığımızda ...
Hiç düşündünüz mü, Türk milleti Uygur Türkleri diye bir akrabası olduğunu nezamandır biliyor? Bugünkü gibi bir Uygur soydaşlarımız gündemi ne zaman oluştu?Kendimizden pay biçelim. Nereden biliyoruz şu küçük kızın kuzenimiz, beriki bıyıklı adamınamcamız olduğunu? Biliyoruz çünkü onlarla büyüyoruz. Diyorlar ki bu kuzenindir, bu daamcandır, öbürü de filanca akraban olur. Bayramdan bayrama da olsa görüşe görüşe, aynı çatıaltında birlikte yaşaya yaşaya ...
Günlüğü her zamanki yerine kaldırdıktan sonra, sınav döneminde başladığım ve aslabitiremediğim dizilerden birini açmanın kafamı dağıtmak için iyi olacağını düşündüm. Neyse,ilk sezonda takılı kaldığım dizilerden birini açmadan önce Twitter’da ne var ne yok diye birbakayım dedim. Salı günü olduğu için siyasi parti liderlerinin meclisteki grup toplantılarındaaçıklamaları gündeme yansımıştı. Bunların dışında gündemde yine onlarca konu vardı.Bunlardan belki de en çok takıldığım, ...
Yalanın Renkleri ve Çeşitleri Yalan sadece çağımızın değil, dünyamızın bir gerçeği. İnsanlık var olduğundan, toplumsalyaşayış içerisinde bilgiyi tecrübe ettiğinden bu yana, o bilginin karşısında yalan da var oldu.Yalan insanların, toplumların arasına girdi ve gerektiğinde bir silah olarak kullanıldı. İnsanıngünlük yaşamında yalanın rolü çok büyük. Yalanı sadece ağızdan dökülen birkaç kelimeolarak düşünmeyelim. Yalan her şekliyle yaşamımızın içine girdi. Kimse yalanı sevmiyorfakat ...
Türkiye’de kendisine ne kadar demokratik, sosyalist, özgürlükçü, insan hakları savunucusu -listeyi uzatabiliriz- diyen kesim varsa son dört-beş yıldır bir hastalığa tutuldu. Öyle bir hastalık ki her siyasi kırılmada nüksediyor, her toplumsal meselede ortaya çıkıyor. Maalesef hastalığa tutulan kişilerin sayısı gün geçtikçe artıyor. Hastalığımızın adı: Muhalefetçilik! Öyle basit deyip geçmeyin, insanı bin bir türlü hale sokuyor. Birçok tüketim ürünü gibi bu ...
Son on yıl içinde yapılan seçimlerin birinden sonra Türkiye haritasında en çok oy alan iki partinin kazandığı illeri gösterip hükümet partisinin kazanmasının sebebinin “deniz yoksunluğu” olduğunu söyleyen bir arkadaşınız olmadı mı? Ya 10 Kasım’da rakı ve leblebiyle Atatürk’ü anma paylaşımı yapan tanıdığınız? Seçimlere az bir zaman kala yaptığı kritik hesaplarla asıl önemli olanın oy almak olduğunu, o oyları almak için ...
Karşıtlığa koşullanmış koşulsuz “muhalifler” hayatımızın her yerinde. Gelin, bu arkadaşları bir öğrencinin gözünden, hayatın içinde bir tartışmayla inceleyelim. Hikâyede anlatılan kişi ve olaylar tamamen hayal ürünüdür. Eğitim Psikolojisi dersindeydik. Ders artık bitmeliydi ama bitmiyordu. Hoca koşullanmayı anlatıyordu. AA almak için koşullanmış “pek çalışkan” bazı arkadaşlar cevabını bildiği soruları hocaya sorarak dersi uzatıyor, sınıfı bayıyorlardı. Hoca da durumun farkındaydı ve sıkılmıştı. ...
“Çağımızın tasviri nesneye, kopyayı aslına, temsili gerçekliğe, dış görünüşü öze tercih ettiğinden kuşku yoktur. Çağımız için kutsal olan tek şey yanılsama, kutsal olmayan tek şey ise hakikattir. Dahası, hakikat azaldıkça ve yanılsama çoğaldıkça çağımızın gözünde kutsal olanın değeri artar, öyle ki bu çağ açısından yanılsamanın had safhası, kutsal olanın da had safhasıdır.” (Hristiyanlığın Özü , Ludwig Feuerbach) Sosyal medya bir ...
Kapak dosyamız “karşıtlık” olunca aydını ve gençliği etkileyen düşünsel iklimi mercek altına almamak olmazdı. Bugün Türkiye’de hükümete muhalif birkaç güzel söz söyleyene “aydın” payesi yakıştırılıyor neredeyse. Böyle olunca tartışma kalmıyor, fikirler sloganlaşıyor ve sığlaşıyor. Sosyal medyanın sanal atmosferi de bunu besliyor. Oysa aydın çok daha derinlikli bir olgu. Gençlik de fikri çoraklaştıran ve suni ayrımlar yaratan bu deli gömleğine sığmıyor ...
Bütün başlangıçlar bir yeniliktir. Her yenilik bir kopuş… Her kopuş bir sürekliliktir. Süren her şey her zaman yeni başlangıçlara gebe. Kırmızı Beyaz bir yeniliktir. Üniversite sıraları daha önce de genç fikirleri sözcüklere döken dergiler doğurmuştur. Ancak bu doğum bir başkadır. İlk defa bir dergi bütün Türk gençliğini birleştirme iddiasıyla yoğrulmuştur. Kültürü neoliberalizmden, edebiyatı postmodernizmden, milleti tarikatlardan, üniversiteleri teröristlerden, vatanı emperyalistlerden ...
Kırmızı Beyaz Dergisi
Türkiye'nin en uzun soluklu gençlik dergisi!