52. Sayı Çıktı! Evde Kal Kırmızı Beyaz'sız kalma.

Son on yıl içinde yapılan seçimlerin birinden sonra Türkiye haritasında en çok oy alan iki partinin kazandığı illeri gösterip hükümet partisinin kazanmasının sebebinin “deniz yoksunluğu” olduğunu söyleyen bir arkadaşınız olmadı mı? Ya 10 Kasım’da rakı ve leblebiyle Atatürk’ü anma paylaşımı yapan tanıdığınız? Seçimlere az bir zaman kala yaptığı kritik hesaplarla asıl önemli olanın oy almak olduğunu, o oyları almak için ...

Karşıtlığa koşullanmış koşulsuz “muhalifler” hayatımızın her yerinde. Gelin, bu arkadaşları bir öğrencinin gözünden, hayatın içinde bir tartışmayla inceleyelim. Hikâyede anlatılan kişi ve olaylar tamamen hayal ürünüdür. Eğitim Psikolojisi dersindeydik. Ders artık bitmeliydi ama bitmiyordu. Hoca koşullanmayı anlatıyordu. AA almak için koşullanmış “pek çalışkan” bazı arkadaşlar cevabını bildiği soruları hocaya sorarak dersi uzatıyor, sınıfı bayıyorlardı. Hoca da durumun farkındaydı ve sıkılmıştı. ...

“Çağımızın tasviri nesneye, kopyayı aslına, temsili gerçekliğe, dış görünüşü öze tercih ettiğinden kuşku yoktur. Çağımız için kutsal olan tek şey yanılsama, kutsal olmayan tek şey ise hakikattir. Dahası, hakikat azaldıkça ve yanılsama çoğaldıkça çağımızın gözünde kutsal olanın değeri artar, öyle ki bu çağ açısından yanılsamanın had safhası, kutsal olanın da had safhasıdır.” (Hristiyanlığın Özü , Ludwig Feuerbach) Sosyal medya bir ...

Kapak dosyamız “karşıtlık” olunca aydını ve gençliği etkileyen düşünsel iklimi mercek altına almamak olmazdı. Bugün Türkiye’de hükümete muhalif birkaç güzel söz söyleyene “aydın” payesi yakıştırılıyor neredeyse. Böyle olunca tartışma kalmıyor, fikirler sloganlaşıyor ve sığlaşıyor. Sosyal medyanın sanal atmosferi de bunu besliyor. Oysa aydın çok daha derinlikli bir olgu. Gençlik de fikri çoraklaştıran ve suni ayrımlar yaratan bu deli gömleğine sığmıyor ...

Bütün başlangıçlar bir yeniliktir. Her yenilik bir kopuş… Her kopuş bir sürekliliktir. Süren her şey her zaman yeni başlangıçlara gebe. Kırmızı Beyaz bir yeniliktir. Üniversite sıraları daha önce de genç fikirleri sözcüklere döken dergiler doğurmuştur. Ancak bu doğum bir başkadır. İlk defa bir dergi bütün Türk gençliğini birleştirme iddiasıyla yoğrulmuştur. Kültürü neoliberalizmden, edebiyatı postmodernizmden, milleti tarikatlardan, üniversiteleri teröristlerden, vatanı emperyalistlerden ...

Futbol, Türkiye’de yaşayan biri için sıradan bir spor hiç olmadı. Futbola dair daima içsel bir aidiyet hissettik. Bu aidiyet ana karnında başladı da diyebiliriz. Serüvenimiz, daha doğmadan aile ziyaretine gelen komşuların “yeğenimiz hangi takımlı olacak?” sorularıyla başlar. Çocuk doğar, taraftar bayraklarına sarılıp sarmalanır, ilk fotoğraf alınır. Çocuk biraz daha büyür, dayı, amca, teyzenin “şu takımı tutarsan sana şu hediyeyi alacağım” ...

Artlarından niceleri geldi ki onlar gibi olmaya çalıştı. Ne efsaneler uyduruldu ne abartmalar yapıldı ne türküler söylendi ne ağıtlar yakıldı ve ne yazılar yazıldı. Bazıları iyi andı bazıları kötü. Ama yazan çizen herkes bir saygı ile yaklaştı. Tarihin gördüğü en büyük devlet adamlarından birisi olan Nizamülmülk; Nizamiye medreseleri, bayındırlık faaliyeti çerçevesinde yapılan yollar, köprüler, hanlar, hamamlar bazıları günümüze kadar ulaştı. ...

Hayatı Okul Olan Bilim İnsanı: Halet Çambel Emperyalist sistem, yönetmek istediği insanlara en boş, en anlamsız değerleri aşılar ve onları tek tipleştirir. Bu tek tipleştirmeye ise dinamizmini ve değiştirici gücünü bildiği gençlerden başlar. Türk gençliğine ve Türk kadınına ise, düşünmeyen, okumayan, eşinin veya babasının parası ile gezen, tonla makyaj yapan, herhangi bir şey üretmeden, insanları aşağılayarak, marka kıyafetler giydiğini göstererek ...