2008’de dergimizi çıkarmak için bir araya gelen TGB yöneticileri ilk iş olarak ideolojik tavrımızı, amaçlarımızı ve yayın ilkelerimizi saptadı. Kırmızı Beyaz daha yola çıkarken hedeflerini büyük koydu, rotasını uzun çizdi. Türkiye’nin en büyük ve en disiplinli gençlik örgütünü yaratmayı hedefleyenler onun politik yayın organını da aynı vizyonla planladı.
Gerçekçilik: “Atatürk hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir.” demişti. “Eğer bir gün benim sözlerim bilimle ters düşerse, bilimi seçin” diyerek rotamızı çizmişti. Ne olursa olsun fikirlerimiz doğrultusunda gerçeği eğip bükmeyecek, hakikatten hiçbir koşulda ayrılmayacaktık. Kafamızın içindekilere göre gerçeklere yaklaşmayacak, gerçeklere göre kafamızın içindekileri şekillendirecektik. Bir gerçek, bin yalandan güçlüdür felsefesi yayın hayatımızın temeli olacaktı. Gerçeğin çarpıtıldığı, gençliğin sürekli kandırıldığı günlerde bu tavır varlık nedenimizdi.
Devrimcilik: Hiçbir gerçeği olduğu gibi kabul etmeyecektik. Gerçeği ve dünyayı değiştirmeyi hayatımızın en anlamlı çabası olarak saptadık. Vatanın gözyaşları içinde kaldığını başkaları da tespit edebilirdi. Bizim farkımız “Ey vatan gözyaşların dinsin, yetiştik çünkü biz!” demekti. Mustafa Kemal Atatürk gibi vatanı ve milleti ancak devrimci olarak kurtarabileceğimizden emindik.
Türk Gençliğine Güven: “Bak şu gençliğin haline” diyenlere aldanmadık. Türk gençliğinin memleket meselelerine karşı ilgisi karakterine işlemişti. Onu milli karakterinden uzaklaştırmaya çalışanlara karşı bilinçlendirmeli ve harekete geçirmeliydik. İnisiyatif tarihin her döneminde Türk gençliğindeydi, onun eylemi vatanı her türlü emperyalist beladan kurtarmak için belirleyiciydi. Ona güvendik, ona seslendik.
Vatanseverlik ve Karşılıksız Vermek: Paranın, kariyerin, bencilliğin değerler hiyerarşisinin tepesine koyulmasına karşı çıktık. Önce vatan ve yaşasın millet dedik. Ancak vatanı yücelterek ve toplumu bir bütün olarak yükselterek ailemize ve sevdiklerimize faydalı olabileceğimizi tespit ettik. Ülkemizi kuşatan emperyalistlerin, terör örgütlerinin, sıcak para baronlarının karşısına sınıfsız, imtiyazsız, kaynaşmış bir Türkiye özlemiyle çıktık.
Yayın İlkeleri
Sınırları aşmak: Televizyonlar, gazeteler, internet siteleri, sosyal medya gençliği belirli kalıpların ve sınırların içine hapsetmek istiyordu. Bu sınırların ötesindeki gerçekleri bulmak, sis perdelerinin arkasından neler döndüğünü ortaya çıkartma kararıyla işe başladık. Temel metodumuz düşmanın saldırdığına ve övdüğüne odaklanmaktı. Düşman, Türkiye’yi bölmeye çalışan emperyalistler ve onların aparatlarıydı. Onlar bir kitabı övüyorsa bilirdik ki bu kitapta Türkiye ve Türk milleti aleyhine bir şeyler var. Onlar bir devlet adamına ya da ordu mensubuna saldırıyorsa bilirdik ki bu devlet adamı ya da ordu mensubu vatansever faaliyetler yapıyor. Derhal araştırmak ve konuya dair bilgileri ve belgeleri Türk gençliğinin dikkatine sunmak ilk işimizdi.
Dünyayı Yorumlamak: Bir haber gazetesi değildik. Ayda bir kere çıkan bir dergiydik. Yaptığımız haberlerin ve yazdığımız konuların güncele hitap etmesi mümkün değildi. Kimse bir olayı ilk defa bizden öğrenmeyecekti. İşte tam da burada “yorum” devreye giriyordu. Türk gençliği her meseleye dair özgün yorum ve fikir geliştirmeliydi. Kopyala-yapıştır en büyük düşmanımızdı. Kırmızı Beyaz’ın en önemli ilkesi fikir işçiliğiydi, fikir üretmekti. Kamuoyu gençliğin fikirlerini Kırmızı Beyaz’dan öğrenmeliydi. Bu yorum elbette ideolojik tavrımızın ışığında siyasal analizle şekillenecekti. Ancak aynı zamanda yorumda zenginlikten yanaydık. Dergimiz Türk gençliğinin farklı tavır ve yorumlarını da taşıyacaktı. Ancak her zaman yol göstericimiz bilim ve Atatürk olacaktı.
Bütün Türk Gençliğine Hitap Etmek: Dergimizde yalnızca üniversitede okuyan gençler yazmalıydı. Gençliğin sadece bir kesimine ya da yalnızca TGB üyelerine hitap etmesini istemiyorduk. “Kapalı devre, dergi” modeli başarısız ve gereksizdi. Dergimizi her görüşten insan okumalıydı. Kırmızı Beyaz tıpkı TGB gibi birleştirici olacaktı.
Cesaret: “Toplumun önüne koyulması gereken gerçekleri cesaretle arayacağız ve yayınlamaktan asla çekinmeyeceğiz” kararı en önem verdiğimiz ilkemizdi. Bu cesaretimizin temeli Mustafa Kemal Atatürk’ün gerçekler uğruna idamı göze alan iradesiydi. Bu yüzden Kırmızı Beyaz sadece TGB’nin bir yayın organı olmadı, FETÖ tertipleri döneminde birçok gazete ve derginin yap(a)madığını yapan oldu. Fetullahçı yapının devlet içindeki kirli oyunlarını Türk milletine en başından beri cesurca anlattı.
İz Bırakmak ve Süreklilik: Dergimiz Türkiye Gençlik Hareketi tarihinde başka bir aşamayı temsil edecekti. En uzun soluklu gençlik örgütünün, en uzun soluklu dergisi olacaktı. Yalnızca tarihe değil, güne dokunacaktı ve yarına dair umutlar yaratacaktı. Türk gençliğinde ve siyasal hayatta iz bırakacak, insanlarımızı etkileyecekti.
Örgütleyicilik: Sovyetler Birliği’nin kurucusu V.I.Lenin’in şu sözleri de en önemli yayın ilkelerimizden biriydi: “Gazete sadece kolektif bir propagandist ve kolektif bir ajitatör değil, aynı zamanda kolektif bir örgütleyicidir.” Dergimiz Türk gençliğinin TGB’yi tanımasını sağlamalı ve onları vatanseverlik çatısı altında birleştirmeliydi. Gururla söylemek gerekir ki Kırmızı Beyaz iyi bir örgütleyicidir.
Şimdi gelin, Kırmızı Beyaz bu ilkelere ve ideolojik tavrı nasıl gerçekleştirmiş somut örneklerle hep birlikte görelim.
Kaan Arslan
Kırmızı Beyaz Dergisi Genel Yayın Yönetmeni