DEVRİMCİ ATATÜRKÇÜLÜK ve BATICI ATATÜRKÇÜLÜK
Mustafa Kemal Atatürk; Türk Devrimi’nin lideri, İstiklal Savaşını başarıya ulaştıran komutan ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu olarak 1 Kasım 1937 tarihli 3.Yasama Yılı Açış konuşmasında Cumhuriyet devriminin hedefini “Büyük davamız, en uygar ve en refaha kavuşmuş ülke olarak varlığımızı yükseltmektir.” şeklinde ifade etmiştir.
Altı Ok, bu hedefe ulaşmanın yolu Türk Devriminin programıdır. Yolunu ise Atatürk şöyle özetliyor:
“Bizim yolumuzu çizen, içinde yaşadığımız yurt; bağrından çıktığımız Türk ulusu ve bir de, uluslar tarihinin bin bir acıklı olay ve sıkıntı ile dolu yapraklarından çıkardığımız sonuçlardır.” Emperyalizm, Atatürk’ün çizdiği yoldan Türkiye’yi çıkarmak ve hegemonya altına almak için önce başka bir Atatürk yaratmalı ve Cumhuriyet devrimlerinden geri dönüşü kolaylaştırmalıydı.
1945 sonrasında Türkiye’yi “Küçük Amerika” yapma planlarıyla Atatürk’ten ödünler veriyordu. Çünkü, Kemalist Devrim çizgisinde olan bir Türkiye’nin, Atlantik kampına katılması söz konusu olmazdı.
Atlantik sürecinde Türkiye Atatürk’ten doğrudan vazgeçmedi. Ancak başta CHP ve hükümet yetkilileri olmak üzere Atatürk devrimciliğinin içi boşaltıldı. Atlantik ittifakına uygun bir Atatürk imal edildi. Sonradan imal edilen batıcı Atatürk, gerçek ve devrimci olan Atatürk’ün düşmanıydı. Türkiye’nin iki Atatürk’ten birini tercih etmesi, aslında Türkiye ve Amerika arasında ya da Batı ile Asya arasında bir tercih yapmasıydı.
ATATÜRK DEVRİMCİLİĞİ
Atatürk’ün devrimciliği Kemalist Devrim’de ve Türk Devrimi’nin yaptığı işlerde vücut bulmuştur. Türk Devrimi’nin kökleri 1850’li yıllarda başlayan Yeni Osmanlı Hareketi’ne, Jön Türklere ve İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne kadar uzanır. Kemalist Devrim, kökleri bu kadar derin olan Türk Devrimciliğinin doruğu ve ulaştığı en yüksek seviyedir.
Atatürk, İstiklal Savaşımıza önderlik ederek, bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasını önderlik etmiştir. İstiklal savaşı, emperyalistlere karşı verilmiştir. Bu açıdan antiemperyalist bir savaştır.
Kemalist Devrim, milli egemenliği esas alır. İktidarın, sultanlardan, cemaatlerden, Ortaçağ kurumlarından alınıp, doğrudan millete verilmesini sağlamıştır.
Kemalist Devrim, “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye Halkına Türk Milleti denir.” şiarıyla, Türk Milleti’nin yaratmıştır.
Kemalist Devrim, kamu yararını önceleyen bir ekonomik model ve halkçı bir Türkiye yaratmıştır.
Kemalist Devrim bilimi rehber edinir. Bilimin rehberliğinde daima ilerlemeyi ve gelişmeyi hedefler. Kemalist Devrimin karakterini özetle, antiemperyalistlik, vatanseverlik, kamuculuk ve milli egemenliktir. Atatürk, bu eylemleri hayata geçiren büyük devrimcidir.
ATATÜRK DEVRİMCİLİĞİ NERELERDE SINANIR?
Atatürkçülük devrimciliktir. Atatürkçülükten devrimciliği çıkardığınız zaman geriye bir hayal kalır. Emperyalizm, devrimci Atatürk’ü gizleyerek Türk Milletini bir rüyaya sürüklemek istemiştir. Atatürkçülük, Kemalist Devrim’e bağlılıkla sınanır. Atatürk’ü sahiplendiğini iddia eden her siyasi hareketin eylemlerinin, Atatürk’ün eylemleriyle sınanması gerekir. Atatürk, bu sınavı geçemeyenlerin kabusu olur!
Atatürkçü antiemperyalist olmak zorundadır. Bu Atatürkçülüğün temel yasasıdır. Ertuğrul Özkök ve benzerlerinin Atatürk’ü batı ile özdeşleştirmesi, gerçek dışıdır. Sahte bir Atatürk yaratma çabasıdır. Atatürk’ün hayatı emperyalizme karşı mücadeleyle geçti.
Atatürkçüler, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünden yanadır. HDP/PKK ile ittifak yapan ve Türkiye Cumhuriyeti’nin HDP’yi muhatap almasını isteyen, CHP yönetimi ve Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Atatürkçülükten vazgeçmiştir. Atatürk, Kurtuluş Savaşı sırasında çıkan 21 isyanı ve cumhuriyetin ilanı ardından çıkan birçok gerici ve bölücü isyanı silahla bastırmıştır. Cumhuriyet’i yıkmak Türkiye’yi bölmek isteyen PKK/HDP silahlı mücadelenin sonucunda ezilmektedir. PKK/HDP’ye karşı mücadele Atatürk gibi yaparak olur.
Atatürk, gericilikle ve bölücülükle hiçbir şekilde uzlaşmadı. HDP/PKK ile dostluk kuranların, Devrimci Atatürkçülükten nasibini alması mümkün değildir.
Atatürkçülük, mazlum milletlerle dayanışmadan yanadır. Feodal bölünmüşlüğe karşı Türk milletini yaratmıştır. Ortaçağdan değil çağdaş Türkiye Cumhuriyetin’den yanadır. Serbest piyasa ekonomisinden değil devletçi ve kamucu ekonomiden yanadır. Tefeciden, vurguncudan değil halktan yandır.
Atatürkçü, CHP yöneticisi Ünal Çeviköz gibi, Mavi Vatan’da haksız olduğumuzu ya da, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu gibi Ermeni Soykırım yalanını savunmaz.
Atatürkçü, ABD Başkanı Joe Biden’ın desteğiyle iktidara gelmeyi düşünmez.
Görüldüğü gibi, Ali Babacan’lardan, Kemal Derviş’lerden, Selahattin Demirtaş’lardan, Joe Biden’lardan ve daha nice Türkiye düşmanından medet umanların, Atatürk’ün yanından geçmesi düşünülemez.
ATATÜRK KİMİN TARAFINDAN BATICI GÖSTERİLMEYE ÇALIŞILIYOR?
Amerika 12 Eylül ile birlikte milli devletimizi ve Kemalist Devrimi yıkma harekatını hızlandırdı. Atatürk, Amerikancılar için baş düşmandı. Ancak başarılı olamadılar. Türkiye’nin vatanseverlerini kumpaslarla hapislere attıklarında millet Atatürk gibi yaptı ve Silivri duvarlarını yıktı. Türkiye için tarihi bir dönüm noktalarından Vatan Savaşının başlaması ve 15 Temmuz FETÖ darbe girişiminin bastırılması Atatürk’ü tekrardan ülkemizin en büyük yükselen değeri haline getirdi.
Batıcılar bu gerçeğe ayak uydurarak, Atatürk’e doğrudan düşmanlık etmeyi bırakarak sahte bir Atatürk imal etmeyle çalıştılar. Atatürk’e sığınarak Türkiye düşmanlığına bahane üretmeye çalışmaktalar.
Ürettikleri Atatürk ile hem ihanetlerini saklamaya çalışıyorlar hem de devrimci Atatürk’ün etkisini azaltmayı hedefliyorlar. Ancak, güneş balçıkla sıvanmaz, her gün maskeleri düşüyor, çırpındıkça batıyorlar.
FETÖ’NÜN, LİBERALLERİN “ATATÜRK” GÖREVİ
Ertuğrul Özkök, Cengiz Çandar, Murat Belge, Can Dündar, Ahmet Altan ve daha niceleri… Hepsine verilen bir görev var! Hepsi Atatürk’ü başaşağı çevirmeye çalışıyor. Dertleri belli! Bugün onların görevi Atatürkçü kitleleri FETÖ ve PKK ile ittifaka hazırlamaktır! Bunun için dün FETÖ iktidardayken Atatürk karşıtı düşünce merkezleri olanlar bugün FETÖ ve PKK ülkeden temizlenirken Atatürk güzellemesine başladılar. Hepsinin arka arkaya Atatürk’ü ve ilkelerini ele alan yazılar ortaya atması bu yüzden…
Bu sahte Atatürkçülere Türk Milleti itibar etmemektedir. Çünkü onlarda Atatürk yok, Çerkez Ethem var, Ali Kemal var!
Türkiye, Atlantik sisteminden koptukça, Türk Milleti devrimci Atatürk’ü daha iyi anlıyor. Devrimci Atatürk yükseldikçe, Türkiye’nin Atlantik zorbalığından kopuşu hızlanıyor.
ATATÜRK’TEKİ ‘BATI’
Atatürk’ün hayatının Batı emperyalizmiyle savaşarak geçtiğini belirtmiştik. Atatürk’e göre iki batı vardır. ‘’Birinci Batı, devrimler çağının Batı’sıdır; Genç Türk ve hürriyet davasının başlıca kaynağı Fransız Devrimi’dir. Atatürk, “Hepimiz Fransa’nın kültür kaynağından içtik” der. Sınıf arkadaşı Ali Fuat da “Memlekette hürriyet yoktu. Biz genç Harbiyeliler Fransız İhtilali beyannamesinde insan hak ve hürriyetlerine verilen önemi gizli de olsa okumuş ve öğrenmiştik. Mustafa Kemal’i üçüncü sınıfta meşgul eden önemli şey, bu hürriyet meselesiydi.” demektedir.’’
İkinci Batı ise tek dişi kalmış canavardır. Tüm Dünya’yı kana bulayan, sömürgeleştiren ve ülkemizi ve Asya devletlerini parçalamaya çalışan Batıdır. İkinci Batı, gericidir, karşı devrimcidir. O zamandan bu yana dünyaya bakalım. Emperyalistlerin, insanlığın ilerlemesine hangi katkısı olmuştur? Emperyalizm her yerde, gericiliğin en büyük destekçisi olmuştur.
Atatürk’e göre ‘’Bütün mazlum milletler, zalimleri birgün mahv ve yok edeceklerdi’’…Doğudan şimdi doğacak güneşe bakınız. Bugün günün ağırdığını nasıl görüyorsam, uzaktan bütün Doğu Milletlerinin de uyanışlarını öyle görüyorum’’… Bağımsızlık ve hürriyetine kavuşacak daha çok kardeş millet vardır. Onların yeniden doğuşları şüphesiz ki ilerlemeye ve refaha yönelik olarak vuku bulacaktır. Bu milletler bütün güçlüklere ve bütün engellere rağmen manileri yenecektir ve kendilerini bekleyen geleceğe ulaşacaklardır. Sömürgecilik ve emperyalizm yer yüzünden yok olacak ve yerlerine milletler arasından hiçbir renk, din ve ırk farkı gözetmeyen bir ahenk ve işbirliği çağı gelecektir.
Görüldüğü gibi Atatürk Batıcı olmadığı gibi, Batı emperyalizmine karşı mücadele etmiş, sadece bizim değil bütün mazlum milletlerin büyük devrimcisidir.
ATATÜRK HANGİ PROGRAMDA YAŞIYOR
1945’te “Küçük Amerika” süreciyle birlikte, Kemalist Devrim süreci yarıda kaldı. Türkiye, Kemalist Devrim’in gerilediği süreçlerde, Amerikan emperyalizminin yörüngesine girdi. Ekonomisi serbest piyasa adı altında sömürge ekonomisi oldu. Açılımlarla bölünmenin eşiğine geldi.
Ancak imparatorluk mirası ve Kemalist Devrim birikimi, Türkiye’nin bu saldırılara karşı, direnç göstermesini sağladı. Türk Milleti ve milli devlet ayağa kalktı. Türkiye tekrardan Kemalist Devrimi tamamlayacağı bir sürece girdi.
Atatürk bugünün Türkiye’sinde Kemalist Devrimci tamamlayacak, programda yaşıyor ve aynı mevzide savaşıyor.
Atatürk; üreten, bağımsız, çağdaş bir Türkiye hedefinde yaşıyor.
Atatürk; Mehmetçiğin süngüsü, emekçinin alın teri, işçinin tezgahı ve köylünün tarlasında yaşıyor.
Atatürk tam bağımsız Türkiye mücadelesinin bayrağını taşıyan Türkiye Gençlik Birliği’nde yaşıyor.
Bugün Türkiye’nin ve Türk Gençliğinin önündeki görev Kemalist Devrimi tamamlayacak, milli ve Atatürkçü iktidarı yaratmaktır.
Dilek Çınar
TGB Genel Başkanı